
uzun zamandir buzluk havasi var bagdat'ta... en azindan benim icin oyle devam ediyor... izin sonrasi stres / post r&r stress :) bi yandan, nikotinle mucadele bir yandan, islerin azalmasi bir yandan, dizi sitelerinde beyin haslama durumlari, her aksam bir film, derken gunler geciyor birer birer... izinden geleli bir ay olmus, mucadeleme baslayali 3 haftadan fazlayi devirmisim...
buralarin guzelligi burada aslinda... isteyebilecegin hic bir sey yok :) sinemeya gitmek gibi bir durumun yok... internetten film indiremezsin, alisverise gidemezsin, yani tabi gidersin ama benzinlik marketinde neler varsa onlari alabilirsin :)... bi yandan aci gelebilir ama moda girdigin zaman ciddi bir rahatlik veriyor insana... icimizdeki (yillardir reklamlarla ozenle beslenmis, sekillendirilmis ve buyutulmus) isteme canavarindan kurtuluyorsun... tabi bunye buna alisik olmadigi icin belki de ben henuz kafami bos birakmakta pek basarili olamiyorum... bir oruc halindeyim galiba :) 6 ay sonra izne ciktigimda da iftar oluyor kendimi kaybediyorum... dondukten iki hafya sonra ayiliyorum genelde :)
diziler dunyasinin yeni bir katilimcisiyim... dizilerin bir sonraki hafta da izleyici cekmesi acisindan verdigi gerilim ve heyecan sebebiyle, tek kulagimda kulaklik, calisirken muzik dinliyor edasiyla diziler izliyorum, gunde 4 bazen 5 bolum... haliyle insan sonra ruyasinda fringe'deki son derece ilginc teknolojilerin bireysel yorumlamasini goruyor... en azindan ben goruyorum... geceleri uyurken bir bolum daha mi izlemek maksatli bilmiyorum ki...
icinde bulundugum ruh halini anlatirken bir de size yasadigim yerden bir resim gostermek istiyorum... kirmizi cizgiler icerisinde yer benim yasadigim kamp... gordugunuz gibi yasam ve calisma alani pek uzak degil... futbol sahasi yapmak istediklerinde garipsemistim ama insaat sirketi formatinda dusunmedigimdenmis... hemen demirler kesildi, kaynaklandi, vincle getirildi, gece calismasi icin kullanilan aydinlatmalardan 4 tane feda edildi, saha duzeltildi, alciyla cizgiler cizildi ve ta taaaaa... aksama saha hazirdi, inanamadim... tabi bundan bir kac ay sonra izin gununde genc arkadaslardan birisinin akrobatik bir sevinc hareketi sirasinda kaleyi tam olarak agzinin uzerine devirmesinden sonra futbol sahasi kullanima kapandi ve kaleler depodaki ebedi istirahatgahina alindi...
hergun yeni bir macera... bazi arkadaslarimin bloglari ve emailleri sayesinde icinde bulundugum buzluk ortamindan biraz kafami cikarabiliyorum... insani, ruhsal ozlemlerimi hatirliyorum... son zamanlarda beni en cok duygulandiran yazilardan birinin sonundaki siiri paylasmak istiyroum sizinle...
Water Lily in Love with a Big Tree
Do you know why I am free,
Because I am a Water Lily
So nobody needed to feed me
I just flow on the surface happily
When I am passing in your river
Just enjoy the ceremony...
I am a Water Lily
In love with a Big Tree...
On the way of my unknown journey
In a river of reality
The branch of a Big Tree suddenly grabbed me
Held me, his leaves wrapped me
Looked at me so deeply, got inside me tightly
And I gave away myself smoothly
For the first time this Water Lily enjoyed the serenity
Felt an unknown feeling of security
Her petals trembled unconciensely
Wanted to rest forever in the arms of the Big Tree
And felt so needy
I am Water Lily
In love with a Big Tree
His leaves are touching the water
Caress my petals softly
Calling my name desperately
I rub myself on his arms
And make love to him passionetly...
Lying my restless body
On his branch lovely
And that is where I want to be
I am a Water Lily
In love with a Big Tree...
Ayben Belet
No comments:
Post a Comment